Başakşehir, İstanbul'un gelişen semtlerinden biri olarak bilinirken, burada yaşanan bir kadın cinayeti, akıllarda derin izler bırakmaya devam ediyor. 27 yaşındaki Özge, hayatının baharında bir erkek tarafından acımasızca katledildi. Olay, sadece Özge’nin hayatını değil, birçok insanın hayatını etkileyen toplumsal bir sorunun daha gözler önüne serilmesine sebep oldu: Kadına yönelik şiddet. Özge’nin acı hikayesi, cinayetin yansıttığı derin toplumsal sorunları tartışmaya açtı.
23 Ekim 2023 sabahı, Başakşehir'deki bir apartman dairesinde yaşanan cinayet, komşuların şok yaşamasına sebep oldu. Çok sayıda kişi, olayın hemen ardında ambulans ve polis sirenlerini duydu. Özge’nin cesedinin bulunduğu daire, özellikle kadınlar arasında büyük bir korku yarattı. Cadde üzerinde yaşayanlar, evdeki şiddet olaylarının daha önce de yaşandığını ifade ettiler. Komşuları, sık sık Özge’nin erkek arkadaşı ile tartıştığını ve bu durumun giderek şiddetli hale geldiğini belirttiler.
Olayın ardından, Özge’nin ailesi ve yakınları büyük bir üzüntü ve öfke içinde sosyal medyada adalet talep etmeye başladılar. "Hepimiz Özge’yiz" kampanyası, özellikle kadın hakları savunucuları tarafından büyük bir destek gördü. Bu tür trajik olayların bir daha yaşanmaması için toplumsal farkındalığın artması gerektiği vurgulanıyor. Aynı zamanda, kadınların yaşadığı şiddet sarmalını kırmak için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının gerekliliği de bir kez daha hatırlatıldı.
Özge’nin ölümü, Türkiye genelinde kadına yönelik şiddetin ne kadar ciddi bir sorun haline geldiğini yine gözler önüne serdi. Türkiye’de, resmi rakamlara göre her yıl yüzlerce kadın, aile içi şiddet ya da erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybediyor. Ancak birçok kadının, yaşadığı şiddeti gizleyerek yaşamaya devam etmesi, bu sorunun ciddiyetini artırıyor.
Uzmanlar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için eğitimin şart olduğunu vurgularken, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda atılması gereken adımlara dikkat çekiyor. Özge’nin cinayeti, bu bağlamda toplumsal bir uyanışın simgesi haline geldi. Sosyal medyada patlak veren #Özgeyiz hareketi, birçoğunun sesi olmasını sağladı ve kadınların seslerini duyurmaları için cesaretlendirdi.
Kadın cinayetlerinin artışı, sadece ülkemizde değil, dünyada da büyük bir sorun. Birçok ülke, bu sorunla başa çıkmak için çeşitli çözümler ararken, Türkiye’nin bu konuda aldığı önlemler genellikle yetersiz kalıyor. Kadınların yalnızca ev içinde değil, tüm sosyal alanlarda güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri için toplumsal bilinç oluşturulması gerektiği düşünüiliyor.
Özge’nin trajik ölümü, aynı zamanda Türkiye'de kadına yönelik şiddete karşı yürütülen mücadelede bir dönüm noktası olabilir. Kadınların, haklarını savunmaları için dayanışmanın artması gerektiği bir gerçektir. Özge’nin trajedisi, birçok kadın için bir uyanış çağrısı olarak ses buldu. Adalet talep eden seslerin yükselmesi, toplumda daha fazla farkındalık oluşturabileceği düşünülüyor.
Sonuç olarak, Başakşehir’de yaşanan bu acı olay, ne yazık ki yalnızca bir kadının hayatını kaybetmesiyle kalmıyor. Aynı zamanda, kadına yönelik şiddetin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu ve bu sorunun üstesinden gelebilmek için gerekli adımların ne kadar acil olduğunu gözler önüne seriyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, Özge’nin anısının yaşatılması, tüm toplumu bu konuda harekete geçmeye çağırıyor. Kadınların hayatlarının kutlanması ve haklarının korunması için hep bir arada durmalıyız.