31 yaşındaki Erdem Demir, tıpkı birçok genç insan gibi, hayatının en mutlu gününe hazırlık yapıyordu. Düğün öncesi alışveriş, organizasyon ve misafir davetleri ile yoğun bir süreçten geçerken, vücudunda bazı rahatsız edici belirtiler belirmeye başladı. İkili ilişkisinin mutluluğu içinde kaybolmuşken, bu belirtileri birkaç gün sonra, ‘düğün stresi’ olarak yorumlayarak geçiştirdi. Ancak, birkaç ay içinde bu belirtiler hayatını tehdit eden bir duruma dönüştü.
Düğün hazırlığı sürecindeki Erdem, iş hayatı ve kişisel yaşamındaki stresle başa çıkmaya çalışırken, sık sık karın ağrısı, aşırı yorgunluk ve kilo kaybı gibi belirtilerle karşılaşmaya başladı. “Stresten kaynaklandığını düşündüm,” diyor Erdem. “Amacım sadece düğün günümde her şeyin mükemmel olmasını sağlamaktı. O yüzden vücudumu dinlemeye bile zaman bulamadım.” Hastalığını önemsemeyen genç adam, doktor kontrolü ve muayene için gerekli adımları atmadı.
Geçen ay sonunda, sağlık durumu hızla kötüleşmeye başladı ve Erdem, ailesinin ısrarıyla hastaneye gitmek zorunda kaldı. Yapılan tetkikler sonucunda, beklenmedik bir şekilde 4. evre kolon kanseri tanısı konuldu. “Daha önce böyle bir şey yaşayacağımı düşünmemiştim. Kafamda sürekli düğün hazırlığı vardı, sağlıklı yaşam ile ilgili hiçbir şey düşünememiştim,” diyor genç adam. Doktorlar, bu tür belirtilerin genellikle geçiştirilmemesi gerektiğini ve erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Erdem’in hikayesi, vücut sinyallerine dikkat etmenin ve sağlığın ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen bir ders niteliğinde oldu.
Tanı konduktan sonra, tedavi süreci başladı ve Erdem ciddi bir kemoterapi tedavisi görmek zorunda kaldı. “Hayatımın en zorlu dönemlerinden biri,” diyor Erdem. “Ancak, bu süreçte ailem ve arkadaşlarım her zaman yanımdaydı. Onların desteği beni ayakta tuttu.” Erdem, düğün gününü unutmuşken, hayatta kalmak için mücadele etmenin çok daha değerli olduğunu anladı.
24 yaşındaki eşi Zeynep ile birlikte yaşadıkları bu zorlu süreç, çiftin bağını daha da güçlendirdi. “Eşimle birlikte bu savaşta yan yana durmak, her şeyden önemli,” diyor Erdem. “Sağlıklı yapılan bir düğünden çok daha fazlasını öğrendim: Hayatın değerini bilmek ve her anı değerlendirmek.”
Erdem’in hikayesi, hastalığın belirtilerine dikkat etmenin yanı sıra, sağlık kontrollerini ihmal etmemek gerektiğini de bizlere hatırlatıyor. Düğün hazırlıkları sırasında birçok çift, stres sebebiyle sağlıklarını geri plana atma eğiliminde; ancak, hayatta önemli olan her zaman sağlık ve sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz zaman olmalı. Erdem’in hikayesi, genç yaşta kanserle mücadele eden birçok insan için bir umut kaynağı oldu. Başarılı tedavi süreciyle yeniden sağlığına kavuşmak için sabırsızlanan Erdem, her günün bir hediye olduğunu vurguluyor. “Herkesi, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeye ve doktor kontrollerini aksatmamaya davet ediyorum,” diyor.
Bu tür hikayeler, toplumda farkındalık yaratmanın önemini ortaya koyuyor. Sağlık alanında yapılacak erken teşhisler, birçok hayati durumu önleyebilir. Erdem’in durumu, genç yaşta kanserin her an herkesin başına gelebileceğini belirtiyor. Herkesin, sağlıklı yaşam için өзі ve sevdikleri için adım atması gerekiyor. Hayatın getirdiği tüm strese rağmen, sağlığımızı önceliklendirmek her zaman kazandırır. Erdem şimdi yeni bir gelecek ve yeni bir hayat için mücadele ediyor.