Türkiye'de zanaatkarlık geçmişten günümüze önemli bir yere sahiptir. Eski şehirlerin sokaklarında, atölyelerde hâlâ ustalarla çıraklar arasında geçen ustalık eğitimi, birçok meslek grubunun bel kemiğiydi. Ancak günümüzde, bu geleneksel eğitim modelinin ciddi bir tehdit altında olduğu aşikar. Çırak yetiştirme sorunları, yalnızca belirli meslekler için değil, genel olarak zanaat dünyası için büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu yazıda, günümüzde çıraklık sisteminin neden bu kadar zayıfladığını ve gençlerin zanaat sektöründe neden bu kadar az yer aldığını inceleyeceğiz.
Öncelikle, çıraklık sisteminin zaman içerisindeki dönüşümünü ele almak gerekiyor. 1980'li yıllara kadar, pek çok aile çocuklarını meslek edindirme amacıyla ustaların yanına çırak olarak gönderirdi. Zanaat yetiştiriciliği, gençleri hem meslek sahibi yapar hem de kültürel mirası aktarma işlevi görürdü. Ancak, ekonomik dalgalanmalar, teknolojik gelişmeler ve toplumsal değişimlerle beraber, çıraklık sistemine olan ilgi azalmaya başladı. Özellikle, sanayileşmenin hız kazanması ve üniversite eğitiminin öneminin artması, gençlerin zanaat alanlarına yöneliminin azalmasına sebep oldu. Bu durum, birçok mesleğin kaybolma tehlikesi yaşamasına yol açtı.
Günümüzde gençlerin çıraklık sistemine ilgi göstermemesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Öncelikle, zanaat işlerinin toplumda yeterli sosyal prestijinin olmaması en önemli etkenlerden biridir. Gençler, zekâlarını, yeteneklerini ve üniversite diplomasını ön planda tutarak, daha yüksek maaşlı ve prestijli işlerde yer almak istemektedirler. Bu nedenle, bir meslek sahibi olmak isteyen gençlerin gözünde çıraklık, ikinci sınıf bir seçenek haline gelmiştir.
Diğer bir önemli sebep ise, zanaat eğitimindeki yetersizliklerdir. Usta-çırak ilişkisi, her zaman nitelikli bir eğitim sağlamayabilir. Gençlerin arasındaki bu eğitimsizlik, onları çıraklık sistemine olan ilgilerini kaybettirmektedir. Dahası, günümüz iş hayatında birçok işin, teknolojik donanımlar kullanılarak yapılması, geleneksel zanaatları cazip kılmaktan çıkarıyor.
Çıraklık sisteminin güçlenmesi için öncelikle toplumda bu mesleklerin yeniden değer kazanması gerekiyor. Zanaat işlerinin saçma sapan bir algıyla değerlendirilmesi, pek çok gencin bu alanlara yönelmesini engelliyor. Aynı zamanda, zanaatkarların kalitesiz ALTYAPI koşullarının iyileştirilmesi, iş kazalarının önüne geçilmesi ve gençlerin daha iyi bir eğitim alabileceği bir ortam yaratılmalıdır.
Geleneksel zanaatların yok olmaması ve çocukların çırak olmayı tercih etmesi için, ailelerin bu konudaki tutumlarının da değişmesi önemli bir adım olacaktır. Gençler, sadece yüksek maaş ve prestij değil, aynı zamanda mutluluk ve tatmin duygusunu sağlayacak meslekler arayışındadır. Bu nedenle, zanaat mesleklerine yönelik farkındalık oluşturmak, ulusal ve yerel düzeyde gerçekleştirilecek projelerle desteklenmelidir.
Sonuç olarak, bir zamanların gözde mesleklerinin çırak yetiştirmemesi, sadece bireysel bir sorunun ötesinde, toplumsal bir sorundur. Zanaatların geleceği için gençlerin bu alanlara yönelmesi gerekmekte ve toplum olarak bu dönüşümün altyapısını sağlamamız elzemdir. Çıraklık sisteminin yeniden canlanması, hem zanaatın sürdürülebilirliği hem de gençlerin kariyer hedefleri doğrultusunda büyük bir fırsat yaratacaktır.