El Salvador, son yıllarda yüksek göç oranları ile dünya gündeminde yer alıyor. Ülke, suç oranlarının artması, yoksulluk ve siyasi istikrarsızlık gibi sorunlarla karşı karşıya kalırken, bu durum birçok El Salvadorlu'yu ABD'ye göç etmeye zorlamaktadır. Bu bağlamda, El Salvador'un devlet yetkilileri, "Cehennem" olarak nitelendirilen yaşam koşullarının ve göçmenlerin yaşadığı zorlukların ABD’nin dış politikaları ve göçmenlik yasaları ile bağlantılı olduğunu savunuyor. Ülkenin üst düzey yetkilileri, göçmenlerin yaşadığı sıkıntıların sadece El Salvador'un iç meseleyi olmaktan çıktığını, aynı zamanda kuzeydeki komşu ülkenin politikaları ile şekillendiğini ifade ediyor.
El Salvador’un başkanı Bukele, özellikle son dönemde göçmenlerin yaşadığı zorlukları "Cehennem" olarak tanımlıyor. Ülkedeki şiddet ve suç oranlarının artışı, sokak çeteleri ve uyuşturucu kartellerinin etkisi, göçmenlerin yaşadığı travmanın başlıca sebepleri arasında yer alıyor. El Salvador'da, çoğu genç olan bireyler, hayatlarını tehlikeye atarak ABD'ye geçmeye çalışıyor. Ancak bu yolculuk, yalnızca fiziksel zorluklarla değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal travmalarla da dolu. İnsan kaçakçılarına ödenen yüksek bedeller, göçmenlerin başına gelen zorbalıklar ve nefret suçları, bu süreci daha da acı hale getiriyor. El Salvador hükümeti, bu durumu, ABD’nin sınırlardaki politikaları ve göçmen kabulündeki katılık ile ilişkilendiriyor. Başkan Bukele’nin “Cehennemdeki” ifadesi, bu göçmen draması için güçlü bir metafor olarak kabul ediliyor.
El Salvador’un yetkilileri, ABD’nin göç politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle Trump yönetimi döneminde uygulanan sert politikalar, birçok El Salvadorlu’nun sınırda karşılaştığı zorlukları artırmış durumda. Çocuk göçmenlerin sınırdan geri gönderilmesi, ailelerin parçalanması ve sığınma başvurularının sürekli reddedilmesi, bu politikaların sonucunda yaşanan travmatik olaylar arasında yer alıyor. El Salvador hükümetine göre, ABD’nin bu politikaları, yoksulluk ve şiddeti daha da derinleştiriyor. Mevcut kriz, sadece insanların hayatlarını değil, aynı zamanda El Salvador'un sosyoekonomik yapısını da tehdit ediyor. Hükümet, ABD’nin bu sorumlulukları üstlenmesi gerektiğini vurgularken, iki ülke arasında güçlü bir diyalog ve iş birliği çağrısında bulunuyor.
Sonuç olarak, El Salvador’dan ABD’ye göç eden bireylerin yaşadığı acı ve zorluklar, yalnızca El Salvador’un içinde bulunduğu şartlardan değil, aynı zamanda ABD’nin göç politikalarından da kaynaklanıyor. Bu, her iki ülke için de önemli bir sorun teşkil ederken, uluslararası toplumun dikkatini de üzerine çekiyor. ABD’nin, El Salvador ve diğer Orta Amerikan ülkeleriyle iş birliği yaparak, bu sorunların çözümüne yönelik proaktif adımlar atması, hem göçmenler hem de kendi ulusal çıkarları açısından kritik bir öneme sahiptir.